Prof Dr Saim Yılmaz
"Derin ven yetmezliği, bazen varis tedavisine engel değildir
DERİN VEN YETMEZLİĞİ
Bazı derin ven yetmezlikleri tedavi edilebilir:
Yüzeyel ven yetmezliği, uzun sürerse, derin damarlardaki kapakları da bozabilir ve derin ven yetmezliğine yol açabilir. Bu hastalarda, yüzeyel ven yetmezliği tedavi edilirse, derin ven yetmezliği de geriliyebilir.
Derin ven yetmezliği, birçok hastada hatalı bir renkli Doppler incelemesi sonucu konulan yanlış bir tanı olabilir.
Derin ven yetmezliğinde Doppler ultrasonun önemi:
Bacaklarımızdaki toplardamarlar yüzeyel venler ve derin venler ile bunları birbirine bağlayan perforan venlerden oluşur. Toplardamar sisteminin amacı, bacaktaki oksijensiz kanı akciğere taşıyıp dolaşımın devam etmesini sağlamaktır. Toplardamar sistemimizin en önemli damarları derin venlerdir. Toplardamar dolaşımını trafik akımına benzetecek olursak, derin venler bacaklarımızın otobanları, yüzeyel venler caddeleri, perforan venler de bağlantı sokakları olarak düşünebiliriz.
Venöz yetmezlik (toplardamar kapak yetmezliği, kaçak, reflü), yüzeyel venlerde çok daha sık görülür (yaklaşık %95 oranında), çünkü yüzeyel venlerin etrafında destek dokusu daha azdır ve kapakları daha zayıftır. Derin venler ise, çevre doku tarafından daha korunaklıdır, kapakları da daha kalın ve dayanıklıdır. Bu nedenle derin ven yetmezliği çok daha nadirdir.
Varis tedavisinde amaç, yetmezlik yapan damarı lazer, radyofrekans gibi yöntemlerle iptal etmektir, arızalı kapakların tedavi edilmesi diye bir yöntem kullanılmamaktadır. Yetmezlik yüzeyel venlerde ise, derin venler sağlıklı olduğu sürece, yetmezlikli damar iptal edilebilir. Bacak bu durumdan hiçbir zarar görmez, çünkü: 1. Bacağımızın esas damarları (otobanları) olan derin venler normal fonksiyon görmektedir, 2. İptal edilecek olan damarın fonksiyonunu vücut zaten yıllar önce diğer sağlıklı damarlara yüklemiştir. Dolayısıyla, yapılacak tedavi bacağa zarar vermez tam tersine kirli kan bacakta birikmeyeceği için dolaşım rahatlar.
Ancak yetmezlik derin venlerde ise olay farklıdır. Derin venler bacağımızın "esas" damarları olduklarından bu damarlar iptal edilemez, edilirlerse bacağımızın yedek damarları olan yüzeyel venler onların yerini tam olarak tutamaz. Sonuç olarak derin ven yetmezliği varsa, girişimsel tedaviler yapılmaz, konzervatif tedavi dediğimiz ilaç, yaşam tarzı değişikliği, varis çorabı gibi palyatif yöntemler uygulanır.
Neyse ki gerçek anlamda derin ven yetmezliği nadirdir ve hemen daima daha önce geçirilmiş derin ven trombozuna (pıhtılaşma) bağlıdır. Derin ven trombozunda, pıhtı tamamen eritilse bile, pıhtının oluşturduğu iltihap kapakları kalıcı olarak tahrip eder ve ciddi bir derin ven yetmezliği gelişir. Post-trombotik sendrom adı verilen bu tür derin ven yetmezliğinin radikal bir tedavisi yoktur, en iyi sonuç veren yöntem konzervatif tedavidir.
Derin ven yetmezliği, bazen uzun süren yüzeyel ven yetmezliğine bağlı olarak gelişebilir. Yüzeyel ven yetmezliğinde, bacağa geri akan kirli kanı vücut perforan venler aracılığıyla derin venlere gönderir, derin venler de bu kanı akciğere taşır. Bu olay yıllarca devam ederse, yüzeyel venlerin yükünü sürekli olarak çeken ve normalden fazla çalışan derin venlerde de kapak yetmezliği gelişir. Bu tür derin ven yetmezliği, pıhtılaşma sonrası gelişen derin ven yetmezliğine göre daha hafiftir ve yüzeyel ven yetmezliği tedavi edilirse, hastaların bir kısmında derin ven yetmezliği de gerileyebilir.
Yüzeyel ven yetmezliğine bağlı derin ven yetmezliğinin doğru tanınması çok önemlidir, çünkü bu hastalarda girişimsel tedaviler yapılabilir ve yapılmalıdır. Ancak pratikte, bu tür hastaların ultrason raporlarında derin ven yetmezliği olduğu yazılmakta, bu raporu gören cerrah da hastaya tedavi uygulamamaktadır. Sonuç olarak, girişimsel yöntemlerle kolayca tedavi edilebilecek olan bu hasta grubu, yanlış değerlendirme sonucu varis çorabıyla yaşamaya mahkum olmaktadır.
Derin ven yetmezliği tanısı renkli Doppler ultrason incelemesi ile konur. Ancak bu incelemenin varis tedavisini bilen tecrübeli hekimler tarafından dikkatli ve özenli bir şekilde yapılması gerekir. Varis tanı ve tedavisindeki kişisel tecrübeme dayanarak, ülkemizde bu konuda aşağıdaki sıkıntıların olduğunu söyleyebilirim:
1. Varis hastalarında, hala bir çok merkezde ayakta değil yatar pozisyonda renkli Doppler ultrasonu yapılmaktadır. Yatar pozisyonda yapılan renkli Doppler ultrason, normalde olmayan derin ven yetmezliğini var gibi gösterebilir.
2. Yüzeyel ven yetmezliği sonucu gelişen derin ven yetmezliğinde, renkli Doppler ultrasonda eğer yüzeyel ven yetmezliği daha fazla ise tedavi uygulanabilir ve bu, derin ven yetmezliğini de geriletebilir. Hastada yüzeyel ven yetmezliği az, derin ven yetmezliği daha fazla ise, yapılacak tedavi faydadan çok zarar getirebilir. Renkli Doppler incelemelerinde maalesef bu konuda herhangi bir bilgi verilmemektedir.
3. Derin ven trombozu sonrası gelişen derin ven yetmezliğinde, derin venlerin açık olup olmadığı belirtilmelidir. Çünkü, özellikle kasığın alt kısmındaki derin venlerin açık olduğu durumlarda, kasığın yukarısındaki "iliak" venler tıkalı ise, bu tıkanıklık stentle açılabilir ve hasta bundan fayda görebilir. Derin ven trombozu geçiren hastalarda bu açıdan da değerlendirme yapılmalıdır.