top of page

Prof Dr Saim Yılmaz

"Variste, doğru teknik ve lokal anestezi DVT yi önleyebilir"

Klasik varis ameliyatlarında, hastaların yaklaşık %5 inde derin ven trombozu (toplardamar pıhtılaşması) gelişmektedir. Derin ven trombozu (DVT) bazı durumlarda pıhtının akciğere gitmesine (emboli) neden olabilen ve kişinin yaşam kalitesini ömür boyu etkileyebilen ciddi bir durumdur. DVT, her türlü varis tedavisinde olabilir.

 

Hekimler tarafından pek dile getirilmese de, lazer, RF, köpük gibi yeni varis tedavilerinde de DVT oluşabilir. Lazer, radyofrekans, MOCA, Buhar ve Zamk gibi tedavilerin ultrasonla görerek yapılmaması, bu yöntemlerin derindeki damarlara da zarar vermesine ve DVT oluşumuna neden olabilir. Yine, skleroterapi ya da köpük tedavisi gibi yöntemlerde, ilacın fazla ya da yüksek yoğunlukta verilmesi, köpüğün hangi damarlara gittiğinin ultrasonla takip edilmemesi gibi durumlarda, ilaç derin venlere fazla miktarda kaçabilir ve DVT oluşabilir.

Varis tedavisi sırasında, hastanın uzun süre hareketsiz kalması da DVT riskini artırır. Özellikle, genel anestezi ve spinal anestezi gibi yöntemler hem hastaları gereksiz bazı anestezi risklerine maruz bırakır hem de uzun süre hareketi engelleyerek DVT oluşumunu kolaylaştırırlar.

Sonuç olarak, modern varis tedavilerinde de, ideal uygulama yapılmazsa, pıhtılaşma (DVT) görülebilir. Varis tedavisinin tüm aşamalarının ultrasonla görerek yapılması ve tedavide lokal anestezinin tercih edilmesi DVT riskini sıfıra yaklaştıracaktır.

VARİS TEDAVİSİ PIHTI OLUŞUMUNA NEDEN OLABİLİR Mİ?

VARİSTE SIK SORULAN SORULAR

bottom of page